16 Mayıs 2013 Perşembe

Nerede Kalmıştık?


Nerede kalmıştık? Kastner&Öhler'in seyir terasında :) Gözlerimizi o manzaradan ayırıp terası bırakmak hayli güç oldu ama saat kulesini görebilme aşkı ile bunu başardık. :) Sonra başladık yeniden yürümeye, ta ki saat kulesine tırmanılan alanın girişini bulana kadar.

"he? ne terası?" tepkileri verenler merak etmeyin birşey kaçırmadınız, buraya  bir göz atın, hikayeyi hemen anlayacaksınız ;)

İşte orada, hedefimiz kule, ileri! :)
 
İster girişte bulunan asansörle ister merdivenleri tırmanarak kuleye çıkabiliyorsunuz. Biz merdivenleri tercih edip manzaranın genişleyişini adım adım izledik :) Aslında bu güzelliği kule ile sınırlandırmak yanlış olur çünkü bu geniş alanda kule dışında görülecek bir çok yer var. Buradan ismi Schloßberg olan bu güzellikle ilgili bilgi edinebilirsiniz. 
 
Merdivenleri çıkarken ara ara bekleme alanları var. Burada banklarda oturarak manzaranın tadını çıkarabiliyorsunuz. Önce manzara böyleydi;
 
Bu beyaz çatılı yer, seyir terasından bu posttaki fotoğrafları çektiğim alış veriş merkezi ;)

 
Bu merdivenleri çıktıktan sonra da

Manzara böyle oldu

Merdivenleri çıkmaya devam ettik. Yükseldikçe manzara güzelleşti, hava kötüleşti...
 

 Manzaraya doyabilmemiz için buraya çok güzel bir park yapılmış.

 
Bu aşamada kuleye tırmanışımızda yolun yarısından fazlasını tamamlamıştık. E haliyle kule yaklaştıkça daha büyük görünmeye başladı.
 


Durmak yok, tırmanmaya, fotoğraf çekmeye devam :)
 

Ara sokakları kuşbakışı incelemek o kadar eğlenceli ki...
 
 Heryerde olduğu gibi yine Türk ismi geçen birşey buldum :) Ama bu havuzcuğun bizimle ne ilgisi var anlayamadım...
 
 
Ve sonunda kule ile aynı hizaya gelmeyi başardık ama hava çilemeye başladı, haydi hayırlısı...

Hediyelikler olmazsa olmaz tabi,

 Yeni magnnetimiz diğer manetlerimizin ortasında yerini aldı :)
 
O da nesi? Ben Saat kulesine varınca olay sona eriyor sanıyordum meğer oradan daha yükseklere de tırmanılabiliyormuş, e biz de tabi ki tırmanışa devam ettik :)
 
İyi ki de öyle yapmışız, bize kuleyi unutturacak derecede güzel bir yere geldik. Cennet bu olmalı dedim!
 
İşte ben! :)
 
Kuş seslerinin, alabildiğine yeşilin ve müthiş bir manzaranın eşlik ettiği bu Çin çardağından ayrılmayı hiç istemedim.  
 
 
 Çardaktan zar zor ayrıldıktan sonra da tırmanışa devam ettik.
 
Burada hangi ilin hangi yönde olduğunu gösteren bir gösterge bulduk.
 
İstanbul&Ankara tam olarak solumuzda kalmıştı, okuyabiliyor musunuz?
 
 

Hani burada o gemi gibi görünen şeyi aklınızda tutun demiştim ya, işte bu onun kuşbakışı görüntüsü. Kendisi bir restaurant, aynı zamanda sol tarafında görünen üstü açık alan küçük bir tiyatro anfisi gibi, muhtemelen minik gösteriler yapılıyor. Biz merak edip aşağıya indikten sonra içini gezdik, o sırada kapalı olduğu için daha çok gençlerin anfide takıldıkları bir yer idi. Bu arada restoran kısmına girmeyip onu sadece köprü olarak kullarak koşu yapan insanda vardı.

Şu manzara fotoğraflarının çoğunda görünen koyu renkli, üzerinde noktalar bulunan, hiç bir anlam veremediğim ve bence eski yapıtların ahengini bozan şey "modern sanat binası" imiş.
 
Sonunda en tepedeyiz, burada eski bir sahne bulduk.
 
Bir de ölenler (ya da şehitler emin değilim) için dikilmiş bir anıt.
 
 
 
Bu da tüm yürüdüğümüz alanın şeması.

Manzarayı seyrettiğimiz yerin hemen altındaki katta böyle bir kafe var, sanırım tırmanış boyunca toplam 3 tane kafe gördüm.


Bu da dünyanın en tatlı bankı :)


Saat kulesini artık üstten görüyoruz,

 
Hatta Çinli huzur çardağımızı da. (evet kimse kusura bakmasın, artık o bizim! :))
 
Graz kenti ayaklarımızın altında, yaklaşık 300 derecelik bir bakış açımız var. E daldık tabi şaşkın şaşkın manzaraya sonra birara "Yalnız hava iyice bozdu" derken birden sağanak bastırdı.
 
Başladık hızla geri, kafeye doğru koşmaya :)
 
Ama o tepeden gördüğümüz kafe kapalıydı, diğerine koşturduk neyse ki o açık :)
İçeriye değil dışarıya oturup yağmur sesi eşliğinde manzarayı seyretmeye devam ettik, mis gibi yağmur kokusunu içimize çektik. Mutluyduk biz :)
 
 
İnerken yine durup durup fotoğraf çekmeye devam ettik. Yıkanmış Graz da ayrı bir güzeldi, kiremitler daha kırmızı, parlak...
 
Yağmur çok uzun sürmedi, hatta bulutlar birden kaybolup tekrar güneş açtı :) Biz de planımızın diğer safhası olan şehir merkezi gezimize başladık.




Gezinin devamını bir kaç gün içinde yayınlamaya çalışacağım, takipte kalın ;)
 
Sevgiler...
 
 
Facebook sayfamıza da beklerim, orası çoook renkli , TIK :)
 
Bu post da ilgini çekebilir ;)
 
 
 

2 yorum:

  1. ne kadar güzel ve huzurlu en çok da saat kulesine bayıldım :=)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yaa çok güzeldi hiç bitmesin istedim. Aslında hava kapalı olduğu için fotoğraflar çok güzel değil, aslı çok daha büyüleyici, bir dahaki tatil planını bir daha gözden geçir derim ;)

      Sil