19 Ağustos 2013 Pazartesi

Tren Kalkıyor! - Birinci Evlilik Yıldönümümüz


Şöyle bir baktım da, bloğum gezi bloğu kıvamına gelmiş. Ben bu halden şikayetçi miyim? Hayır! :) Ben hep gezeyim, hep gezi yazıları yazayım, daha ne isterim :)
Önceki postumda da bahsettiğim gibi evlilik yıldönümümüzün geri kalanı bol fotoğraflı, fotoğraf bombardımanıma hazırsanız başlıyoruz :)

Nerede kalmıştık en son? Trenin kapılarının açılmasını bekleme anında. Trenin kalkış istasyonu St. Wolfgang'da. İstasyon ve tren ile ilgili detayları burada bulabilirsiniz. St. Wolfgang'a gelen turistler genelde mutlaka bu trene bir kere biniyor ve Wolfgangsee gölünde bir tekne turuna çıkıyor. Bizim trenden sonra farklı bir programımız olduğu için tekne turunu yetiştiremedik.

Evet ne diyordum, kapılar açıldı ve trene binildi efendim.Hedef Schafberg (Koyun Dağı), ileri!!! 

Tren oldukça kalabalıktı, tam karşımızda oturan amca meraklı çıktı, sürekli sorular sordu bize, o günün evlilik yıldönümümüz olduğunu öğrenince de iyice coştu, e sağolsun koca da sever muhabbeti... Ben onları kendi halinde bıraktım, bu an kaçmaz deyip başladım fotoğraf çekmeye.

Önce sağda solda sevimli evler ve ormanla başladı yolculuk.


Sonra göl manzarası ile devam etti.


Ve tren böyle bir yerde durdu. Tam inmeye yeltenmiştim ki koca dur bu ilk durak, biz sonrakinde ineceğiz dedi. "peki" deyip oturdum ama bu sevimli istasyonda da aklım kaldı.

Toplam yaklaşık yarım saat süren yolculuk boyunca sürekli yükseldik, yükseldikçe manzara güzelleşti. Sonra etraf beyazlamaya başladı. Haziran'ın ilk haftasındayız bunlar kar olamaz, ya beyaz taşlar ya ışık yanıltması derken acı gerçekle karşılaştım. Çıktığımız dağda hala kar vardı!!! Meğer o yüzden onca turist botlar ve montlarla gelmişler, varmış adamların bir bildiği. "Eyvah donacağız dedim" ama yapacak birşey yok yolun sonuna gelmek üzereyiz artık.

Tren durdu, büyük bir şok içinde dışarıya çıktık ve hayatımın en güzel birkaç fotoğrafını burada çektim...





Yol boyunca göz hapsine aldığım bu tatlı ikizler, iner inmez karla oynamaya başladılar. Sıcak ülkelerden geldiklerini tahmin ettiğim bu bıcırlar belki de karı ilk defa görüyorlardı. Nasıll keyifliydiler anlatamam, kara doyamadılar! Elleri dondu üfleyip ısıtıp tekrar tekrar kara dokundular, gözlerinden mutluluk fışkırıyordu. :)


Neyseki hava korktuğum kadar soğuk değildi. Biraz ayaklarım üşüdü ama güneş olduğu için vücudum üşümedi. Ama nezaman ki güneş bulutlar arasına saklandı, hemen yanımda bulunan hırkama sarınmak zorunda kaldım.

Schafberg'in tepesinden dört ayrı gölü (Mondsee, Attersee, Wolfgangsee, Fuschlsee) ve Alpler'i görebiliyorsunuz. Görüntünün ucu bucağı yok, trenden indikten sonra bu alanda yürürken sürekli farklı açıdan farklı güzel manzaralar yakalıyorsunuz.

Bu bina bir otel, isterseniz bu muhteşem manzara eşliğinde uykuya dalabiliyorsunuz. Oda fiyatlarını sormadım ama uçuk olduklarını duydum.


Yine İstanbul'un nereye düştüğünü buldum :)


Helikopterle gezmiş kadar olduk...


Bu uç, çıkabileceğiniz en yüksek nokta, bir sonraki iki fotoğrafı bu uçtan çektim :)









Karın eridiği yerler inadına yeşil, inadına canlı!

Burada bir çocuk ölmüş, zamanını ve hikayesini bilmiyorum ama onun şimdi melek olduğunu biliyorum.



 Bu fotoğraftaki kıvrımlı yola ve minik evlere iyi bakın, aklınızda tutun ;) 





O kadar fazla kar yok canım :)

Öyle çok yüksek de değil, 1732 metrecik :)

Artık trenin kalkma vakti yaklaştı, istasyona doğru geri dönüyoruz.

Ama benim aklım dediğim gibi aradaki ilk istasyonda kaldı, "Koca koca söyle bana, o istasyonda inme ihtimalimiz var mı ola?"
Elbette var :) Ohoo tren hemencik dolmuş bile, kocayla ayrı ayrı yerlerde oturmak zorundayız boş bulduğumuz yerlere. Bir tek en arka bölüm boş ama oranın kapası kapalı, açılmıyor yolculara :(

Makinistle konuşalım da bizi o istasyonda bırakmayı unutmasın, dedik ki makinist elbette dedi ve bize o kimsenin oturamadığı bölmenin kapısını açtı. Biz şaşkınlık içinde bakınırken anladık ki o bölme sadece aradaki istasyonda inip binecekler için ayrılmış. Diğer bölümler ağzına kadar dolu iken biz ikimiz bu bölmede rahat rahat yayıldık. :)
  
İnerken fotoğraf çekmek daha bir zevkliydi.

Kırmızı tren, trenden çıkan duman, manzara üçlüsü her bakışımda beni benden aldı.




Yine o sevimli durağa geldik ve trenden inen bir tek biz vardık.

Trenle böyle vedalaştık...


Bu sefer çevrede ne turist var ne hotel çalışanları, tamamen doğa ile başbaşayız. Yanlış hatırlamıyorsam bir sonraki tren 45 dk, son tren ise 1.45 saat sonra.

İçimde yalnız olmanın verdiği dinginlik ve biraz da tedirginlik ile başladık keşif yürüyüşüne. Yanımda sevgilim, karşımda yürüdükçe güzelleşen manzara, kulağımda trenin gittikçe uzaşan sesi...

Günün devamı postu yayında, burada :)


  Facebook sayfamıza da beklerim, orası çoook renkli , TIK :)

Bu post da ilgini çekebilir ;)



20 yorum:

  1. Karadeniz'e çok benziyor gerçekten İzmirin kavurucu sıcağından o kadar bunaldık ki şuanda keşke bizde orada olabilsek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karadeniz'i henüz göremedim ama oraları da görmeyi çok istiyorum. İnşallah en kısa zamanda benim Karadeniz'i sizin de Schafberg'i görme şansımız olur ;)

      Sil
  2. beni o göle atsınlar,bir daha da almasınlar... :) çok güzel bir yer,bayıldım

    sevgiler

    www.minikmini.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene çok sevindim, günün devamını anlatacağım postlarda senin göl başrollerde ;)

      Sil
  3. GERÇEKTEM ÇOK GÜZEL..HELEDE O İSTASYON BAYILDIMMMM..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o istasyonun detayları daha güzel, en kısa sürede o postu da hazırlayacağım ;)

      Sil
  4. ne güzel kareler bunlar ne güzel gezmissiniz.Nice nice yillara ins...hep böyle gezin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok çok teşekkür ederim, çok farklı bir yıldönümü oldu :)

      Sil
  5. masal dünyasına gidip gelmişsin, heidi 'nin yaşadığı yerler. O kadar çok seviyorumki ben alp dağlarını, keşke orada yaşasam bazı zamanlarda köy hayatı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen yaa, zaten arada bir koşup ben Heidi olduuum diye bağırdım :)

      Sil
  6. ben bu postta bayıldım devamını dört gözle bekliyorum:) harika manzaralar harika fotoğraflar haa bu arada nice yıllara:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene çok sevindim :) inşallah günün devamını da böyle seversin. Çok çok Teşekkürler :)

      Sil
  7. Merhabalar;
    Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
    187. takipçiniz benim.
    Ne güzel yerler gezmişsiniz böyle, hayran kaldım. En az sizin kadar ben de gezmeye bayılıyorum :)
    Bu arada çok hoş bir çekilişim var, muhakkak bana da beklerim :)
    Sevgiler
    http://http://whiteglaze.blogspot.com/2013/08/beyaz-srn-buyuk-cekilisi.html
    twitter: @_gamzeahmet_

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmene çok sevindim, bloğunu hemen ziyaret ediyorum. Yazın geri kalan bölümünde bol bol gezmen dileğiyle :)

      Sil
  8. tek kelimeyle mükemmel. :) kimi fotolar tüylerimi diken diken etti. paylaşımlarınız çok keyifli. bu güzel paylaşım için de çok teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o güzelliği size aktarabilmiş olmama çok sevindim, yorumunuz için ben teşekkür ederim :)

      Sil