9 Ağustos 2013 Cuma

Kızlı Erkekli Gezmeli Yüzmeli İzlemeli!


Yine Haziran-Temmuz etkinliklerini yazmayı erteleyerek güncel bir etkinlik postu hazırlıyorum. Geçtiğimiz cumartesi günü sevdiğimiz bir arkadaşımıza doğum günü için biletini hediye ettiğimiz Der Bettelstudent Opereti'ni izlemeye Mörbisch'e gittik. Mörbisch Viyana'ya yaklaşık 1 saat uzaklıkta küçük bir belde. Hazır oraya kadar gitmişken saat 20:30'da başlayacak operetten önce gündüz biraz gezelim, yüzelim dedik.


Öncelikle saat 12:30 sularında uzağa parketmiş bulunduğumuz arabaya ulaşabilmek üzere tramvay bekliyoruz.

Hava yine inanılmaz sıcak, bacaklarımız arabanın koltuklarına yapışıyor, klima bana mısın demiyor, ard arda su içiyoruz. Derken Hoşgeldiniz! yazızıyla birden mutlu oluyoruz :)

Aslında başta dediğim gibi aklımızda Mörbisch'i gezmek var ama hava o kadar sıcak ki... Hemen içinde 4 kişi bulunan arabamızda demokratik bir oylama yapıyoruz.
Gölde yüzelim diyenler? Mörbisch'i gezelim diyenler?
Sonuç: 0-4 :)


Ani bir kararla direksiyonu sahnenin hemen yanında bulunan sahile kırıyoruz. 

Yanılmıyorsam giriş için kişi başı 2.5 Euro ödeyerek sahile ulaşıyoruz.

Burada kocaman bir su parkı, duşlar, soyunma kabinleri, wc, ağaçlarının gölgesinde güneşlenebileceğiniz, piknik yapabileceğiniz kocaman bir çimli alan, cafeler ve büfeler var.



Mörbisch daha önce burada da bahsettiğim Avusturya'nın ikinci büyük gölü Neusiedlersee kıyısında bulunuyor.



Malesef bir çok gölde olduğu gibi burada da su berrak değil. Ama su aslında kirli de değil, gölün dibi taşlı değil kumlu. Bu çok ince kum dolayısıyla su sürekli bulanıyor. 

Yüzme dışında bir çok su aktivitesine, köprülere, iskelelere ve dubalara de ev sahipliği yapan su çok çok ılık.

Yüzmeyi deneyerek serinleme çabasından sonra uzun uzun gölgede uzanıyorum. Yukarı baktığımda gördüğüm manzara ve çok sanatsal ayağım :)

Çevremdeki manzara da böyle, özellikle ağaç gölgeleri çok kalabalık, sıcak nedeniyle evde durmak neredeyse imkansız...


ooo keyif yaparken zaman nasıl da hızla geçiyor. Bu kadar bikini sefası yeter, cicilerimizi giyip önce karnımızı doyurma sonra da der BettelStudent'i izleme vakti.

Giyinme kabinlerinden çıktıktan sonraki evrim geçirmiş halimiz böyle, arkada gördüğünüz kuleli bina, operetin sergileneceği festival alanı.

Cicilerimizle bir festival girişinde verdiğimiz pozdan sonra merakımıza yenilip hemen sahneye bir göz atıyoruz.

Sağımızda kalan alanda az önce bulunduğumuz sahil var.

Sahne hazırlıkları devam ederken birkaç poz çekiyoruz. Eğer arkalarda oturursanız sahnenin üzerinden göl manzarasını görmek mümkün. Ama bizim yerimiz ortalarda, iyiki de öyle çünkü sahne dürbünlerimizi almayı yine unutmuşuz.


Karınlar iyice guruldamaya başladı, haydi restauranta!

Bir ülkenin her beldesinin kendi şarabı olur mu yaa, nereye gitsem şarap :) Bizim Şirince'den Türkiye'de 100-120 tane olduğunu düşünsenize... :)

Burada yemek yemek istiyorsanız tek seçeneğiniz açık büfe. Ordörv+anayemek+tatlı 28 EURO.

Özellikle ordörve bayıldım! Açık büfe olması zaten ayrı bir iştah açıcı. Birkaç tane de anayemek seçeneği var. Birden fazlasını tadabilmek için posiyonumu küçük tutmalarını özellikle rica ediyorum. Balık ve sebzeler gerçekten çok başarılı ama risottonun pirinçleri oldukça sert bırakılmış, risottodan puan kırıyorum.

Patetesli et kavurma sıradan geldi bana. Kötü de değil ama çok özel bir tat da değil. Bir kaç çatal sonra doymuş olduğumu fark ederek yemeyi bırakıyorum. Neyseki masamda 3 erkek var, hiç birşey çöpe gitmiyor ;)

En eğlencelisi de tatlı büfesiydi, seçmek karar vermek çok zor!!! Merak etmeyin hepsini ben yemedim bunların yaklaşık sadece 1/3 ü benim :)

                                Sonunda trübünlerde yerimizi alıyoruz. Sahne dekoru çok güzel!


3, 2, 1 START! :)

Bu opereti ilk defa izliyorum ama melodi, kocanın evde mırıldanmaları sayesinde tanıdık geliyor. Kareografiye ve kostümlere hayran kalıyorum!

Der Bettelstudent ve organizasyon ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz. 

Osmanlı kayığını görünce içim bir kıpır kıpır oluyor :) Bizim kostümlerimiz ve tavırlarımızı da sahneye çok güzel yansıtmışlar, tebrik ediyorum.




Kostümlere bayıldığımı söylemiş miydim? :)



Sahne arasında herkes büfelere saldırıyor, bir su alabilmek için ne kadar sıra beklediğimizi anlatamam. Önce çok uzun bulduğum 30 dakikalık aranın ne kadar isabetli bir karar olduğunu anlıyorum.

İkinci yarıda iki farklı sahne dekorasyonu görüyoruz.



ve final,

sonu gelmeyen alkışlar...

Alkışlarımız devam ederken organizasyon bize dakikalar süren güzel bir süpriz yaparak bizi su gösterileri ve havai fişeklere doyuruyor.









Sonra hiç utanmadan kızlı erkekli aynı merdivenleri kullanarak festivale veda ediyoruz.

Bayramınızın iyi geçmekte olduğunu umuyor, nice mutlu bayramlar geçirmenizi diliyorum!

Sevgiler,

Gökçe.

Meraklısına:
Mörbisch SeeFestSpiele 1957'de Herbert Alsen tarafından kurulan dünyanın en büyük Operet Festivallerindendir. Bu sene 11 Temmuz-24 Ağustos aralığında Der Bettelstudent'e ev sahipliği yapan festivalde 2014 yılı programında Anatevka Opereti bulunmaktadır. Anatevka programı ve bilet satışı ile ilgili detayları buradan görebilirsiniz.


  Facebook sayfamıza da beklerim, orası çoook renkli , TIK :)

Bu post da ilgini çekebilir ;)

4 yorum:

  1. harika bir gün geçirmişsiniz, özellikle açıkhavada böyle bir operet izlemek tam bir yaz gecesi rüyası olmuş :) Birde benim gözüm tatlılarda kaldı :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle, geleneksel hale getirmeyi düşünüyoruz bunu, geçen sene de aynı arkadaşla bir açık hava operasına gitmiştik :) Tatlılar müthişti yaa, renk ahengi yeter :)

      Sil